Allah’ın bizden razı olması ve bizi sevmesi için ibadet etmemiz yeterli midir?
Hayır, yeterli değildir.
İbadet; namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek, hacca gitmek ve kelime-i şahadet getirmek olarak 5’li bir standart içinde söylenir hep. Hayır. İslâm’ın şartı ‘5’ değildir. İslâm’ın şartı 7’dir:
* Allah’a ulaşmayı dilemek; ‘6’ ve
* En önemlisi hep insanlara şeytan tarafından devamlı unutturulan insanın Allah’a teslim olmasıdır.
Dînimizin adı ‘İslâm dîni’ yani teslim dîni. O zaman neyimizi teslim edeceğiz?
1- Ruhumuzu,
2- Fizik bedenimizi,
3- Nefsimizi,
4- İrademizi Allah’a teslim etmekle vazifeliyiz sevgili kardeşlerim!
Onun için dînimize Allahû Tealâ ‘İslâm dîni’ diyor. ‘Allah’a teslim olanların dîni’ diyor. Bütün insanlar için Allahû Tealâ bunu istiyor sevgili kardeşlerim!
İşte biz İslâm âlemi, Allah’a ne kadar hamd etsek, şükretsek azdır ki; Allahû Tealâ kapıları, anahtarları, bizlere birer birer vermiş. Ruhumuzu da fizik bedenimizi de nefsimizi de irademizi de Allah’a ‘teslim’ etmekle vazifeli olan biz müslümanlar, bunları teslim ettiğimiz zaman tam bir teslimiyet oluşuyor.
Ama safha 4 tane değil; safha 7 tane:
- Allah’a ulaşmayı dilemek, 1.
- Mürşide tâbiiyet, 2.
- Ruhun teslimi, 3.
- Fizik bedenin teslimi, 4.
- Nefsin teslimi, 5.
- Muhlis olmak, 6.
- İradeyi Allah’a teslim etmek, 7.
4 tane teslim; evet! Ama 7 tane safha…
Bütün insanlar için Allahû Tealâ bunların hepsini açık ve kesin bir şekilde Kur’ân-ı Kerim’e koymuş ve bizlere ihsan etmiş. Allah’a sonsuz hamd ediyoruz şükrediyoruz sevgili kardeşlerim, sakın unutmayın; İslâm’ın şartı 5 değildir, 7’dir. Evet, namaz kılmak da, oruç tutmak da, zekât vermek de, hacca gitmek de, kelime-i şahadet getirmek de farz. Ama Allah’a ulaşmayı dilemek de farz ve en önemlisi 7.’sidir. 7.’si teslimlerdir:
- Ruhumuzun teslimi,
- Fizik bedenimizin teslimi,
- Nefsimizin teslimi ve
- İrademizin teslimi 4 tane teslim içeriyor.
İslâm ‘teslim olan’ demek. Bir insan en azından Allah’a teslim olmak üzere harekete geçmedikçe, gerçek anlamda İslâm olamaz. Allah’ın Kur’ân-ı Kerim’i var sevgili kardeşlerim!
Nasıl önce Tevrat’ı indirmişse, Museviler onunla harekete geçmişlerse, sonra İncil’i indirmişse, son olarak da Kur’ân-ı Kerim’i indirmişse hepsi ayrı bir peygambere indirilmiştir. Hz. Musa da peygamberdir. Hz. İsa da peygamberdir. Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V) de iniş sırasıyla dünyaya, peygamberdir.
Sevgili kardeşlerim! İnsanların sulhun bozulması istikametinde, düşman olarak gösterdiği museviler ve hristiyanlar aslında, onların da bir peygamberi olduğunu düşünürseniz, bizim düşmanımız olmamaları lâzım. Onlar, bize düşmanlık etmedikçe biz onlara düşman nazarıyla bakmamalıyız sevgili kardeşlerim!
Hiç biriniz unutmamalısınız ki; Kur’ân-ı Kerim’de Hz. Musa’nın da Hz. İsa’nın da peygamber olduğu açık bir şekilde yer almış durumda. Bu dünya sulhuna doğru açılan en önemli adımdır. Bunları unutmamamız lâzım. Öyle bir devrede yaşıyoruz ki; dünya sulhuna yaklaşıyoruz giderek sevgili kardeşlerim! İnsanları sevmeliyiz. Başka insanlarca ‘onlar gâvur’ denilen insanlar için dedikodu yapmamalıyız.
Sevgili kardeşlerim! Allahû Tealâ onların da; Hz. Musa’nın da Hz. İsa’nın da peygamber olduğunu açık ve kesin bir şekilde Kur’ân-ı Kerim’e yerleştirmiş. Öyleyse Allah’ın bu istikametteki açıklamasını devre dışı bırakmak mümkün değil. Dünya sulhu de bu istikamette kurulacaktır.
Allah razı olsun.
Benzer konular